Mimarlar Odası Konya Şubesi’ne özel Lavanta Bahçesi ve Eğirdir gezisi.
Konya’ya ilk gelişinin 100.yılı “Konya, muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya, asırlardan beri tüten büyük bir nurun ocağıdır. Türk harsının(kültürünün) esaslı membalarından biridir. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s.135) Bu yıl 3 Ağustos 2020 tarihinde Atatürk’ün Konya’ya gelişinin 100. yılını kutladık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Konya’ya ilk gelişi Milli Mücadele yıllarında, 3 Ağustos 1920, Delibaş Mehmet Efendi isyanının hazırlanmaya başladığı dönemde olmuştur. Ulu Önder, Milli Mücadele yıllarında stratejik öneminden ötürü, daha sonraki yıllarda da, gelişen olaylara karşı Türkiye genelini en iyi yansıtan şehirlerden biri olarak gördüğü için, önemli sosyal ve siyasi olaylardan sonra Konya’ya gelmiştir. Örneğin 4. gelişi 20 temmuz 1922 tarihi de Büyük Taarruz’un hazırlık aşamasının tamamlanmak üzere olduğu döneme denk gelmektedir. Konya’ya ilk gelişinden sonra toplamda tam 13 kez Konya’yı ziyaret etmiştir.
1923…Cumhuriyet’in ilanı…Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu…Yeni modernleşme sürecini başlatan reformist girişimler tüm alanlarda olduğu gibi özellikle sanat ve mimari alanlarında da hissediliyor. Özellikle Cumhuriyet’in ilanını takip eden ilk 20 yıl, Türkiye’de yaşanan modernleşme sürecinin adeta özeti gibi.
1985 yılından bu yana her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü “Dünya Mimarlık Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu aynı zamanda Birleşmiş milletler Dünya Konut Günü’dür. Her yıl farklı bir temanın belirlendiği Dünya Mimarlık Günü’nün bu yılki teması: “Daha iyi bir kentsel geleceğe doğru”. Uluslararası Mimarlar Birliği (International Union of Architects) UIA tarafından belirlenen bu teme çerçevesinde tüm dünyada Ekim ayının ilk haftası ve Ekim ayı, Mimarlıkla ve kentle ilgili bir dizi etkinlikle kutlanıyor.
Dünyanın oluşumundan beri, sismik yönden aktif bulunan bölgelerde depremlerin ardışıklı olarak oluşuyor ve sonucundan da milyonlarca insanın ve barınakların yok oluyor. Bilindiği gibi yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçek.
Koronavirüs pandemisinin toplum olarak dijitale geçişimiz ve bunu nasıl sürdüreceğimiz üzerinde derin bir etkisi oldu. Peki bu geçişten neler öğrendik? Koronavirüs sonrası dünyada güç ne tür bir dijital yaklaşımın elinde olacak?
COVİD-19 salgını bir gerçeği gözler önüne serdi.
Dünya ekonomisi global bir krizin, ekonomik anlamda bir çöküşün eşiğinde.
Karmaşık, bir o kadar da zor günler yaşıyoruz. Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan bir virüs, kısa sürede tüm dünyayı derin bir sessizliğe ve çaresizliğe bürüyerek pandemi halini aldı.
“Kentler özeldir” ancak yalnızca tam olarak potansiyellerini kullanmaya başlayabildiklerinde.
Tarihte Millet Bahçeleri Kamusal alan, Avrupa’da 1960’lı yıllarda irdelenmeye başlayan farklı bakış açılarına göre farklı anlamlar kazanan bir kavramdır.